Başkan
“AĞAÇ KATLİAMI”
Türkiye’de iktidarın ve muhalefetin mantığı…
Kırk yıldan beri hemen hiç değişmedi.
Ne kadar faydalı ve ülkenin hayrına olursa olsun, iktidar tarafı bir proje üretti mi, muhalefet cenahı asla beğenmez ve eleştirir.
Bu sanki Allah’ın emridir!
Muhalefetten şimdiye kadar bu anlamda olumlu bir yaklaşım pek görülmedi.
Sağ olsun, bazen Devlet Bahçeli; ülkede gerginlik artırıcı bir ortam oluşmuşsa, Ülkücü Gençlik’i sükunete davet eder. Sokak eylemlerine meydan verilmemesini tavsiye eder. Bazen sınır ötesi operasyonlara olumlu yaklaşır. Ülke bütünlüğünü tehdit eden eylemlerin önlenmesi için alınan kararlara destek verir. Geçmişte Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinde MHP grubunun katkısı olmuştur. Ayrıca başörtüsü yasağına karşı alınan kararlarda hükümetin yanında yer almışlıkları da vardır.
Ya CHP ya Kılıçdaroğlu?
Onların ki kısır muhalefet , çocuk inadı…
Hiçbir omurgası olmayan bir kör döğüşü, “anında cevap verme” hamleleri…
Mübarekler sanki AK PARTİ’ye cevap yetiştirmek için yaratılmış…
Neyse…
İktidar cenahına, yani bizim tarafa gelince…
Orada da şöyle bir tablo göze çarpar: Karşı tarafı alabildiğine küçük görme, refüze etme, “onlar bizim hayallerimize bile yetişemezler” mantığı. Bu da rahmetli Özal’ın Türk siyaset jargonuna bir hediyesidir.
Şimdi gelelim esas konuya…
Efendim, biliyorsunuz “gezi olaylarında” 80-90 tane ağaç, kesildi mi yoksa kesilecek miydi neydi de, bütün Türkiye’yi ayağa kaldırmışlardı. Oysa orada İstanbul’un çehresini değiştirecek ciddi projeler mevcuttu. Gezi olayları ülkeye pahalıya mal oldu. Zaten amaç üzüm yemek ya da 80- 90 ağaç meselesi de değildi. Amaç bağcı dövmekti.
İktidar yanlılarınca bu durum ciddi manada eleştirildi. Çok yerinde bir eleştiri olduğunu da kabul etmek lazım.
Bu günlerde CHP’li Yalova Belediyesi de bir üst geçit yapmak için 180 ağaç kesmiş. Amaç ağaçları katletmek değil tabii. Karayollarının yapacağı üst geçide yer açmak.
Bütün televizyon kanallarında aynı haber…
Bu sefer de iktidar tarafındakilerin sesi yükseliyor. Kısasa kısas mantığı…
Yahu etmeyin, eylemeyin. Biraz insaflı olun. İlla karşı tarafı yıpratacağım, onlardan “Gezinin” rövanşını alacağım diye gündemi meşgul etmeyin. Bırakın, bu işler onlara yakışır.
Sonuçta o ağaçlar kesilmeyip de üst geçit yapılmasa ve orada bir insan ölse, bunun hesabını kim verecek?
Yüz seksen ağaç o insanı geri getirebilecek mi?
Muhalefet ya da iktidar yanlısı fark etmez, ağaç katliamı edebiyatı yapan herkese soruyorum:
Her yıl yüzbinlerce ağacı kesen Orman Bakanlığı için “ağaç katliamı yapıyor” mu diyeceğiz şimdi? O ağaçlar kesilmese kağıt yapılamayacağı için ne okul kalır, ne gazete-kitap. Ne ahşap bina yapabilirsiniz, ne fabrika…
Ey ağaç katliamı edebiyatı yapanlar!
Bırakın bu algı operasyonunu…
Bu halinizle her gün et yemekten kaçınmayan, ama Kurban Bayramı gelince de, hayvan katliamından dem vuran “entellere” benziyorsunuz.
Tabii komik oluyorsunuz!
